2019 Ağustos ayında, haftada 4 gün çalışma düzenine geçen Microsoft Japonya, 4 günlük çalışma haftası denemesinin sonuçlarını açıkladı. Çalışanlar Çalışanların yüzde 92.1’i tarafından benimsenen uygulama ile insanları şaşırtan, kısaltılmış haftada gerçekleştirilen daha kısa ve daha verimli toplantılar sayesinde, şirket veriminin neredeyse yüzde 40 oranında artmış olması oldu.
Microsoft Japonya’nın kısa çalışma haftası denemesi ile ilgili olarak Microsoft Japonya’nın Başkanı ve CEO’su Takuya Hirano bir açıklama yaptı. Hirano yaptığı açıklamada, “Kısa bir süre çalışın, iyi dinlenin ve çok şey öğrenin. Hayattaki amacınızı hissetmenizi ve işte daha büyük bir etkiye sahip olmanızı sağlayan bir ortam böyle olmalıdır. Çalışanların yüzde 20 daha az çalışma süresiyle aynı sonuçları nasıl elde edebileceklerini düşünmelerini ve deneyimlemelerini istiyorum” dedi.
Microsoft Japonya’nın ofisleri ay içerisinde 5 gün daha fazla kapalı kaldığı için elektrik kullanımı yüzde 23.1 oranında azaldı. Ofiste yüzde 58.7 daha az sayfa yazdırıldı. Bu da kısaltılmış çalışma haftasının hem çalışanlar hem de çevre için iyi olabileceği anlamına geliyor.
Kısa çalışma saatlerinin mutluluk ve üretkenlik üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu ilk kez ortaya konmuyor. Yeni Zelanda firması Perpetual Guardian, 2018’de 2 günlük çalışma haftasını denedi. Dünyadaki pek çok şirket de olumlu sonuçlarla benzer denemeler gerçekleştirdi. Uluslararası Çalışma Örgütü de 2018 yılında yayınladığı bir raporla kısa çalışma saatlerinin yüksek üretkenlikle sonuçlandığını açıkladı.
Microsoft Japonya’nınbir proje olarak yaptığı bu denemeye “2019 Yazı İş-Yaşam Seçimi Meydan Okuması” adı verildi. Proje boyunca, 2300 çalışanın hepsine 5 cuma günü boyunca izin verildi. Çalışma haftasının kısaltılması nedeniyle hiçbir çalışanın maaşında kesinti yapılmadı ve çalışılmayan günler yıllık izinlerden düşülmedi. Şirketin denemesi bununla da sınırlı kalmadı, çalışanların aileleri ile tatil yapmaları ya da kendilerini geliştirmeleri için her çalışana 100 bin yen verildi. (yaklaşık 5.250 TL)
Soru: Hem Japonya hem de Microsoft ortak kümesinde yer alan çalışanların yüksek iş ahlakı ve etiğine sahip olduğu varsayımından yola çıktığımızda “keşke bizde de böyle olsa” diyen farklı kültür ve iş etiğine sahip (sahip olmayan) çalışanlarda bu uygulama işe yarar mı?
Bonus: Parkinson Yasası ilk olarak Cyril Northcote Parkinson’un Ekonomist dergisinde 1955 yılında basılan hicvi yazısının ilk cümlesi olarak ortaya çıkan şu özdeyiştir:
Bir iş, daima, bitirilmesi için kendisine ayrılan sürenin hepsini kapsayacak şekilde uzar.
Yani; “iş içinde bulunduğu zamanı doldurur” şeklinde de ifade edebiliriz. Örnek olarak; özellikle yazılım projelerinde çok sık rastlanan bir durum olarak; bu proje 6 ayda bitecek derseniz o iş 6 ayda bitirilir ama 1 ayda bitecek derseniz de o iş bir şekilde 1 ayda da bitirilebilir. Olay tamamen sıkışık zamanda performansın artmasıyla ilgili.
Microsoft Japonya’da çalışan Yoshiko, to do list’ini hazırlayarak, haftasını ve çalışma saatlerini planlayarak, birim sürede yapacağı işi çalışma verimini optimize ederek 5 iş günü yerine 4 iş gününde tamamlayabilmektedir. Peki X aile şirketinde çalışan Ahmet bunu yapabilir mi?
Bonus 2: Haberde dikkat çeken kritik bir nokta ölçme, değerlendirme ve iyileştirme üzerinedir. Yapılan çalışmanın/projenin kritik performans göstergeleri belirlenmiş (iş verimliliği, kağıt kullanımı, elektrik kullanımı gibi), veri toplanmış ve toplanan veri yorumlanmış.
Bu uygulamaya geçebilme kapasitesine sahip olabilmek için sanırım şirketlerimizin önce KPI’ları belirleme, doğru veri toplama ve veri yorumlama kaslarının güçlenmiş olması gerekmekte.